Dünyanın 107 ülkesinde kabile gezerek etnik dansları ve teatral danslarıyla yorumlayan Çiğdem Yorgancıoğlu, bir kez daha dans performansıyla sanat, sanatçılar ve sanatseverlerle karma serginin temasında buluştu.
10-17 Ocak tarihleri arasında NEXT Pera Art Gallery’de Ferhat Aligir ve Nihat Tokat’ın organizasyonuyla gerçekleşen ‘Live With Your Dream’ isimli karma resim ve el sanatları sergisine ev sahipliği yapmaktadır. Kendisi de bir sanatçı olan Anzhelika Aydın, sergi organizasyonun komitesinde yer aldı. Serginin küratörlüğü ise sanatçı Zehra Aksoy tarafından gerçekleştirildi.
Ali Şimşir, Ayfer Yelken, Ahmet Riza, Anzhelika Aydın, Azniv Çoban, Ayşe Dedelioğlu, Büşra Kuruçay, Burcu Aracı, Cansu Kam, Ceylan Boğazköy, Çağrı Tunç, Daría Devrim, Erol Fiçici, Esra Bezci, Ercihan Yolcu, Fatoş Çelikel, Feray Alkan, Feray Akan, Ferda Atağ, Gizem Yavuz, Hasan Çördük, Hale Ismet, Ibrahim Coşkun, Karin Polat, Leo Agah, Mehmet Sağ, Maryam Salehi, Naci Barişan, Neşe Üremez, Naci Barışan, Nazan Akpınar, Nurgül Başkiliç, Pelin Toğrul, Rozalina Helin Göksun, Seden Selimoğlu, Semra Erol, Serdar Okan, Sevgi Chantal, Sevgi Chantal, Sima Yarahmad, Şule Agayar, Şebnem Kocaoğlu, Tuba Çevik Yücel Canik, Zehra Aksoy ve Zuzu, Zeynep Kumbasar gibi sanatçıların eserlerinin yer aldığı karma serginin açılış kokteylinde, Çiğdem Yorgancıoğlu’nun Chi Ci Talks programının Next Pera Art Gallery ev sahipliğinde ve Türkiye Haberler Portalı rejisiyle gerçekleşen söyleşi konuğu emekli büyükelçi Uğur Ergun’du. Sağlıklı Yaşam Derneği’nin katılımcıları da etkinlikte yer aldı. Sergi organizasyonunun ardından Yorgancıoğlu sahneye çıktı.
Dünya gezgini, ekonomist, ressam, teatral drama çağdaş etnik dans performans eğitmeni ve sanatçısı Çiğdem Yorgancıoğlu da bu serginin açılış kokteylinde bir kez daha sanatçılarla ve sanatseverlerle dansta buluştu. Gösterisinin kendi anlatımından hikayesi şu şekildedir:
‘SOYUT RÜYANIN ŞAMANİK HAYALETTEKİ DÖNGÜSÜ
Yeşil orak, yeşil mızrak ve yeşil kılıçla sahneye giren, tüm zamanları erteleyip, yerkürenin tamamını mekan eylemiş kurt savaşçının kabiledeki astral bir seyahatiyle başlayan dansa girişinin ardından Şaman Kabilesinin yeşil uykusunda rüyalara üşüşmeye kalkışan derin korkuların tatlı rüyayı kabusu çevirmemesi için korkunun fazlalık kısmını kovarken MIM öğreti ve CHI inisiyasyonları evrene yayan dans yorumu gerçekleşir. Bu yorumun hemen ardından, duraksamasız bir geçişkenlikle ve rüya geçişi ile ‘Phantom of the Opera’yı ise bu kez serginin temasına istinaden derin uyku sırasındaki fiziksel yenilenmeyle açan bir yorumla başlatır Yorgancıoğlu. Hafızanın pekiştirildiği uykunun evresindeki zamansız ve mekansız boşluk, önceki danstaki kabilenin rüyasını operaya sıçratmıştır. Ve uykusunda sıçrar hayalet. Uyanıklık ile uyku arasında geçer dansın sonrası. Alfa dalgaları yayılmaktadır. Bir şimşek çakar. Diğer kabile transa geçmiştir. Maske ritüelin döngüsünde yüzleri saklayamamaktadır. Prehistorik bir dönemle 21. yüzyılın modern insanının aynı andaki varoluşuna, modern benlik duygusunun radikalleşmesi olgusuna, Yorgancıoğlu’nun küreselleşme ile ilkel modern insanın açmazlarını konu alan ‘Eski Köye Yeni Modernite Novus Ordo Seclorum’ isimli kitabına atıflarla yüklü olan enigmatic bir kurgunun koreografisinden bir kesittir rüyanın bu bölümü. Gelenekten, duyu deneyiminden şüphe eden ‘Cogito ergo sum’ – ‘Düşünüyorum, öyleyse varım.’ Sembolü ile izleyicilerin arasına girer MIM CHI 360.
Ardından hafif uykunun rüyasına geçilmiştir. Adaleler gevşer, vücut ısısı, kan basıncı, kalp ve solunum hızı gibi hayati belirtiler düşer. Uykunun bir sonraki evresine geçmeden maske düşer. Şamanın ruhu hayalete geçer. Bilinç bir resim sergisinin içinden geçer ve maskelerin üzerine tabloların desenlerini aktarır. Zaman, mekan, nedensellik, kimlik hepsi birbirleriyle iç içe geçmeye başlamıştır. Hayır der, itiraz eder sahnede, kendini değil performansçı. İçindeki büyücüye cevap verir bilge edasıyla. Onlar zaten hep geçişkendi der. İzleyiciler, el hareketlerinde ve havada çizilen dairelerde gözlerler bu sembollerin görsel yankısını. Özgürleşme anıdır. ‘Kim olduğumu belirli nesnel veriler değil, benim egemen seçimim belirler’ diyerek sayıklamaktadır rüyasında MIM CHI. İçeriyi dışarıya göre ayrıcalıklı tutan ne varsa bir isyan patlar o anda.
Kanvas, maskeler üzerinde yağlı boya, akrilik, pastel ve sprey boya kullanılarak yapılmış Pointillism, Kübizm, Pop Art gibi farklı akımların stilleri, maskenin arkasındaki yüzleri değiştirmekte, uykunun dalgalarını bozmaya çalışmaktadır. Şamanın rüyası ise bu hayalet korkuyu da kovar. Tablolardaki desenler, renkler hepsi mutludur. Perde kapanır, gözün perdesi açılır. Maske yerdedir.
RÜYALAR ÇIKAR MI, DANS MASKE VE ŞAŞIRTICI RASTLANTISALLIKLAR
Yorgancıoğlu dans esnasında iki inisiyasyon yaşar ve sergideki iki adet eserin yüzündeki maske ile eşleşmesi anıdır. Kendi yüzü ile karşılaşır gibi. Eserlerden biri serginin sanatçısı olmanın yanı sıra küratörü olan Zehra Aksoy’a aittir ve mekanın içine girer girmez karşınıza çıkan bu ışık saçan DreamWorld serisi 3 nolu eserdeki figür renklerle maskenin birbiriyle renk rezonansındaki imgelemlerdeki figürsel yansımalar resim ve dansın geçtiği anlardan birine tesadüf etmektedir. Tuval üzeri yağlı boya 70 cm x 100 cm boyutlarındaki diğer eser ise Duvar resminin de öne çıkan isimlerinden Çağrı Tunç’a aittir. Sanki maske ile ‘Ormanın Ruhu’ isimli bu eser sözleşip sergiye adımını atmış gibiydiler. Hepsi birbirinden değerli sanatçıların yer aldığı serginin en keyifli ve coşkulu anlarından biri, sanatçıların ve sanatsever katılımcıların Çiğdem Yorgancıoğlu ile farklı türden rock’n roll, salsa, Arjantin tango gibi müzikler eşliğinde doğaçlama füzyon yorumları ile danslarına beraberce iştirak etmeleri ve neşeli dansları olmuştur.