Günümüzde Türkiye’deki üreticiler, artan maliyetler ve beklenmedik giderler nedeniyle karlılıklarını korumakta zorlanıyor. Dövizin sabit kalması, nakit akışının maliyeti ve faiz oranları üreticiler için büyük bir sorun teşkil ediyor. Dünya ortalamalarına göre Türkiye’de sanayici, esnaf, KOBİ, girişimci ve işçi, tüm kesimler her geçen gün daha fazla çalışsa da mevcut durumlarını kaynaklarını korumakta zorlanıyor, sadece hızlı bir eksilme değil çok çalışarak daha yavaş bir azalma sağlanabiliyor.
Bugün Türkiye’de şirketlerin tek başına patron mücadelesi ve kararları ile ayakta durması ve rekabet edebilmesi mümkün değil. Pazar koşullarına uyum sağlamak ve sürdürülebilirliklerini koruyabilmek için mutlaka dönemin şartlarına ayak uydurmaları gerekiyor. Peki, bu şartlar nelerdir?
Öncelikle her alanda uzmanlaşmak ve planlı ilerlemek gerekiyor. Şirketlerin içinde sadece mutabakat yapacak ve fatura kesecek finansçılardan ziyade, dünya ekonomisini iyi takip eden, şirketlerin kaynaklarını değerlendirebilen, global kaynaklar ve yatırım dengelerini sağlayabilen uzmanların olması şart. Gelenekselcilerden ziyade, eğitim almış ve çağın insanı olan profesyonellere ihtiyaç var.
Üretim müdürleri, maliyet analistleri ve operasyon yöneticilerinin yanı sıra, gerçek anlamda katma değer üretebilecek, dijitalleşme ve sürdürülebilir karlılık sağlayabilecek kaynaklar keşfedecek beyin takımlarına ihtiyaç var. Niteliksiz ürünler ile sürümle üretim yapıp rekabet edip karlılık sağlamak, nakit sıkıntısının olduğu bir dönemde avantajlı olmayacaktır. Az kaynakla çok katma değerli ürün üretimi her zaman avantaj sağlayacaktır.
Ayrıca, ülkemizin her geçen gün daha fazla beyin göçü vermesi ve bu kaynakların azalması üzücü bir durum. Beyin göçünü engellemek ve bu değerli insanları ülkemizde tutmak için çaba göstermeliyiz.
Ekonomik şaşkınlıkla ucuz çalışan kaynağı değil nitelikli çalışan kaynağına odaklanmak gerekiyor. James goldsmith bir sözü “ eğer maaş olarak fındık fiştik parası verirseniz , yalnız maymunlar sizinle çalışır. “
İyi satış bağları ve ilişkiler kurmak, satış ve pazarlama süreçlerinde daha global ilerlemek gerekiyor. Bugün dijital dünyada ürünlerinizi birçok teknoloji kullanarak pazarlayabiliyor ve satışını yapabiliyorsunuz. Bu nedenle, ihracat faturası kesmenin ötesine geçip global ortaklıklar yapmamız, bayilikler oluşturup daha fazla coğrafyaya yayılmamız gerekiyor. İnternetin olduğu bir dünyada sadece biz değil, rakiplerimiz de her yere ulaşabiliyor. Bu yüzden ihracat ürünlerimizle birlikte o ülkelere gidip, o coğrafyalarda temsilcilikler veya partnerlikler oluşturmalıyız.
Sonuç olarak, tüm dünyada sektörler ve alışkanlıklar değişiyor. Ülke olarak üreticilerimizin ülke ekonomisine katkı sağlaması için sorumluluk alması ve eski alışkanlıklarından kurtulması gerekiyor. Her şeyi devletten beklemek yerine, kendi içlerinde kendi ekonomilerini ve uluslararası ticaret politikalarını oluşturmaları şart.
Bu zor dönemde, üreticilerimizin global düşünerek ve uzmanlaşarak bu zorlukların üstesinden geleceğine inanıyorum.
Sefer Doğan Özdoğan
Saygılarımla